Responsive image

Neden Biyolojik İsimlendirmeler Latince Yapılır?

Neden Biyolojik İsimlendirmeler Latince Yapılır? 15. yüzyıldan 17. yüzyılın sonlarına kadar bilim insanları çalışmalarını kendi ülkelerinde sözlü olarak aktarmak ve tartışmak için ana dillerini, uluslararası camiaya duyurmak için yazılı olarak aktarırken ise Latinceyi tercih ediyorlardı. Yüzyıllardır hiçbir ulusun resmi dili olarak kullanılmayan Latince ölü bir dildi. Bu yüzden tüm ülkelerdeki bilim insanları tarafından eşit derecede sahiplenilerek bir doğayı anlama aracına dönüşmüştü. Bugün kullandığımız biyolojik isimlendirme ve sınıflandırmanın mucidi İsveçli botanikçi ve hekim Carl von Linné ya da daha çok Latinceleştirilmiş adıyla bilinen Carl Linnaeus’tur. Tıp biliminin botanik ile oldukça iç içe olduğu o yıllarda, doktorlar hastalarını tedavi edebilmek için uzun ve değişkenlik gösterebilen Latince bitki tanımlamalarını kullanıyordu. Linnaeus bu karmaşayı çözen Systema Naturae eserini ilk olarak 1735 yılında yayımladı. Linnaeus’un önerdiği sınıflandırma (taksonomi) terimleri ile türleri tanımlamak için sadece iki Latince kelimeden ibaret ikili isimlendirme (binomial nomenclature) sistemi biyoloji bilimini temelli değiştirdi. Bu basit ve tutarlı sistem bugün hâlen kullanılıyor. 2014 yılında Toulouse Üniversitesinden Eom Young-Ho ve arkadaşları, Google’ın geliştirdiği PageRank™ (Sayfa Değeri) algoritmasıyla en çok kullanılan 24 dildeki tüm Wikipedia makalelerini taradı. Sayfalar arasındaki bağlantı miktarına göre insanlık tarihinin en etkili isimlerini sıralayan bir liste hazırladılar. Buna göre, ikili isimlendirmenin tüm dillerdeki ortak kullanımının kendisine bağlantılanması nedeniyle Carl Linnaeus insanlık tarihinin en etkili ismi olarak liste başında yerini aldı.